31 Mart 2014 Pazartesi

En çok satan formalar

Bir yıldız transferinden sonra en çok merak edilen sorudur, “Acaba bu adam kaç forma sattıracak?” İşte Avrupa’da son üç yılda en çok satılan formalar…

10 Milan

Her ne kadar uzun zamandır zirve yarışından uzak kalsalar da, dünyadaki Milan tutkunları kırmızı-siyahlı çubukludan pek vazgeçmiyor. Milan’da daha önce Maldini, Ronaldinho ve Kaka formaları satış patlaması yapmıştı. Son bir kaç yılda ise gözde oyuncular El Shaarawy ve Balotelli.



9 Inter

Roberto Mancini döneminde şeytanın bacağını kıran ve Jose Mourinho’yla nirvanaya ulaşan Inter, forma satışlarında da ciddi patlama yapmış gözüküyor. İsim olarak her hangi bir oyuncu öne çıkmasa da Inter formaları spor mağazalarında oldukça rağbet görüyor. Belki de işin sırrı renkleri!




8 Juventus

Sırayı bir başka İtalyan takımı takip ediyor. Antonio Conte’yle birlikte Serie A’da rakipsiz kalan Juve’nin klasik siyah-beyaz çubuklusu en çok satılan formalardan. Hele de sırtında Pogba ya da Tevez yazılıysa! Ancak bir kaleci olmasına rağmen Buffon’un da oldukça marka bir isim olduğunu söylemek gerek.



7 Arsenal

Londra ekibi, her ne kadar dünya genelinde ilk 10′a girse de Premier Lig’deki rakiplerinden geride kalmış durumda. Mesut Özil transferine rağmen!





6 Liverpool

Her ne kadar forma tasarımlarıyla “Bizden uzak durun!” diye bağırsalar da, Liverpool forma sattıramamayı başaramamış… Bir yıl içinde 810 bin forma satışı yapan Liverpool’da aslan payı pek tabii ki Luis Suarez’in.



5 Bayern Münih

Daha doğalgaz faturaları düşmeden, mart ayında şampiyonluğunu ilan eden Bayern Münih, forma satışlarında futbol sahasında olduğu kadar fark yaratamamış gözüküyor.








4 Chelsea

Chelsea’nin forma satışlarında zirvede olması belki sürpriz değil ama her şeye rağmen o satışların liderinin Fernando Torres çıkması, oldukça süpriz sayılabilir. Chelsea sadece forma satışlarından ortalama 50 milyon pound gelir elde ediyor.

3 Barcelona

Bir futbolsever olarak Barcelona forması giyiyor olmak, insana o pas trafiğinin içersinde hayal ettirebilir. Doğrusu söylemek gerekirse renkleri de günlük yaşamda kullanmak için oldukça ideal.




2 Manchester United

Hayır ikinciyi unutmatık, zirvenin iki sahibi var. Onlardan biri David Moyes dehşetine rağmen Manhester United! Hele de Shinji Kagawa transferiyle birlikte Asya piyasasının da tek hakimi oldular. Daha önce Parma’nın Nakata formasıyla rekorlar kırdığını hatırlarsak, o bölgeden alınan oyuncuların kolay kolay zarar ettirmeyeceğini öngörebiliriz.



1 Real Madrid

Genellikle saha içinde Barcelona’nın gölgesinde kalmış olsalar da, mağazalardaki El Clasico’nun tek galibi Real Madrid. Hele de Cristiano Ronaldo o formayı giydikçe… Ballon d’Or sahibi, yaklaşık 1 milyon 400 bin forma sattırmış! “Ortalama 60 eurodan 1 buçuk milyon forma… İyi, valla iyi!”




Yazı - Four Four Two

İlk süperstar Puskas

Pele mi Maradona mı soruları futbol dünyasını işgal etmeden önce o vardı. Futbolculuğu, golleri kadar karakteriyle de gönülleri fetheden bir efsane olan Ferenc Puskas’ı tekrar hatırlayalım.
Yazar: Uğur Karakullukçu | Hayatım Futbol

Altıpasın köşesinde topla buluşuyordu, savunmacı koşarak gelirken birden inanılmaz bir şey yaptı. Topu sol ayağının altında geriye doğru kaydırıp çekerken şut pozisyonunu da hazırladı. Savunmacının şaşkın bakışları arasında kalecinin hamle yapamayacağı hızda topu yakın direkten ağlara yollamıştı bile. Bu maç 1953’te Wembley’de oynanan İngiltere-Macaristan maçıydı ve Ferenc Puskas döneminin en iyisi olduğunu dünyaya bu golle ilan ediyordu…
2006 yılında 79 yaşındayken vefat ettiğinde Puskas, bir devlet adamından dahi öte bir cenaze töreniyle, Macaristan bayrağına sarılı şekilde son yolculuğuna uğurlanmıştı. Dönemin başbakanı Viktor Orban, “O bu ülkenin 1 numaralı evladıydı” dese de bunun futbolculuk döneminde geçerli olmadığını söylemek gerek. Eğer bugünün dünyasında yaşıyor olsaydık muhtemelen dünyanın en iyilerini sayarken Puskas, ismini unutmuyor olacak, Pele ile Maradona’nın yanında mutlaka sayacaktık. Arda Turan’ın meşhur ‘pasaport’ isyanını en çok hak eden oyuncu belki de oydu.
Macaristan’da küçük bir kasaba olan Kijpest’te doğan Puskas, aslında Puskas soyadını 10 yaşında, babasının değiştirme kararıyla alıyor. Yine babasının hocalık yaptığı Kijpest FC’de futbola başlayan Puskas bunun için ismiyle bir kez daha oynamak zorundaydı. 12 yaşından önce futbol oynayamayacağı için Miklos Kovacs adıyla kulübe yazılmıştı. Henüz 16 yaşındayken Kijpest’te ilk profesyonel maçına çıkar. Bir yıl sonra Savunma Bakanlığı’nın el koymasıyla kulübün adı bugün tanındığı şekliyle Honved olur. Futbolculara askeri rütbeler verilirken, Puskas da bugünkü lakabı olan ‘Binbaşı’yı oradan alır. Honved’i ülkenin en iyisi yapan Macar, 1948’de attığı 50 golle Avrupa’nın en golcü oyuncusu olur.
Dönemin komünist rejimi artık ön plana çıkan bir figür olan Puskas’ı kullanma kararı almıştı. Bu diktatörlüğün batılı ülke rejimlerine eşit, hatta daha iyi olduğunu göstermek için bu tip figürler biçilmiş kaftandı. 1949’da Macaristan Milli Takımı’nın başına getirilen Gustav Sebes de resmi tamamlıyordu. Herkesin diğeri için oynamasını felsefe edinen, ‘Sosyalist futbol’ adını verdiği sistemiyle Avrupa’yı fethedecek bir Macar milli takımı yoldaydı, elbette bu takımın en önemli parçası da Ferenc Puskas’tı.  1952 Helsinki’de çeyrek finalde Türkiye’ye 7 atıp finalde de Yugoslavya’yı yenerek Olimpiyat şampiyonu olan takımın kalecisi olan Gyula Grosics, “Koçun bilgisi ve Kaptan Puskas’ın yetenekleriyle dünyanın en iyi takımı olmuştuk. Buna hiç şüphe yoktu. O, en yetenekli oyuncumuzdu ve ilham kaynağıydı. Takımın o seviyede oynamasında en kilit roldeydi” diyor.
Sportİngilizleri şoka soktu
Buna karşın dünyanın kalanı onlara şüpheyle yaklaşıyordu. Olimpiyatlarda profesyonel oyuncular oynamıyordu, kendilerini ispat etmek için başka başarılara ihtiyaç vardı. Bir yıl sonra Wembley’de İngiltere’ye karşı çıktıkları hazırlık maçı onlara bu fırsatı sundu. O dönemki dünya futbolunu şoka sokan maçta Macaristan, İngiltere’yi 6-3 yenecek ve maç efsane haline gelecekti. Hafızalara kazınan bir de gol attığı bu maçta Puskas, arkadaşlarıyla birlikte Wembley’de kazanan ilk Britanyalı olmayan takım unvanını da eline geçiriyordu. Sir Bobby Robson maçı, “Şok olmuştuk. Daha önce hiç görmediğimiz bir oyun sistemi ve oyuncu vardı karşımızda. Adama ‘Binbaşı’ diyorlardı, Macar bir binbaşı gelip Wembley’de bizi nasıl teslim alabilirdi ki!” diyerek tanımlıyor. Maçtan 6 ay sonra İngiltere’yi bu kez 7-2 yenen Macarlar, bu kez  İsviçre’deki 1954 Dünya Kupası’na favori unvanıyla gelmeyi hak etmişti.
Kupanın ilk maçında Kuzey Kore’ye 9 tane atan, ardından Batı Almanya’yı 8-3’le geçen Macarlar niye favori gösterildiklerini daha en baştan ispatlamış görünüyordu. Fakat Puskas’ın Alman Liebrich tarafından bileğinden sakatlanması Macarların kaderini çizecekti. Puskas olmadan da iyi bir takımdılar ancak finalde zorlamalarla dönebilen Puskas yerine sağlıklı bir Puskas olsaydı dünya futbolunun 54 ve sonrası bambaşka yazılabilirdi. Solak yıldız 6. dakikada ağları bulsa da Almanlar geri dönecek, Puskas’ın son anda attığı beraberlik golü de ofsayt gerekçesiyle sayılmayacaktı.
Ferenc Puskas
Puskas’ın Budapeşte’de çocuklara (üstte) hünerlerini gösterdiği an işte böyle (altta) anıtlaştırıldı.
Devrim takımını yedi
Belki saha içinde açıklanabilir bir mağlubiyetti, 31 maçlık galibiyet serisi bir yerde sonlanacaktı. Fakat komünist rejimin liderleri o güne kadar el üstünde tuttukları futbola olan desteklerini bu maçın ardından çekmişlerdi. Yenilginin ardından sokaklara dökülen binlerce kişi rejimi de protesto edince ipler kopmuştu. 2. Dünya Savaşı sonrası Sovyetlerin etkisine giren Macaristan’da 1956’da devrim olunca Honved’le İspanya’da bir Avrupa kupası maçında olan Puskas ve 7 arkadaşı Batı ülkelerinde kalmaya karar verir. Macarların dünyanın en iyisiyken kılpayı kaçırdığı Dünya Kupası için tekrar aynı güçle mücadele edememesi bu yüzdendir.
Önce öldüğü haberleri yayılan Puskas, Avusturya’da ortaya çıktıktan sonra İtalya sınırını geçer. Burada büyük kulüpler tarafından istenen Puskas’a Macaristan’a dönmediği gerekçesiyle UEFA 2 yıl men cezası verir. Inter’de 17 sene oynamış efsane oyuncularından Sandro Mazzola, “Milano’da uzun bir süre kaldı ve futbol lisansı da almıştı fakat federasyon kalmasına izin vermedi. Politik sebeplerle miydi bilmiyorum, kimsenin bildiğini de sanmıyorum. Problemin çözülmeyeceğini anladığındaysa İspanya’ya gitti” diyor.
Şişkodan fenomene
Madrid’e geldiğinde 31 yaşında olan ve iki senedir resmi bir maça çıkmamış olan Puskas, Real Madrid’den teklif aldığında kendinden emin değildi. Kendi kitabında transfer görüşmesini şöyle anlatıyor: “Onlara çok kilolu olduğumu, bu halimle futbol oynayamayacağımı söyledim ve kilo vermek için zaman istedim. Fakat hemen ertesi gün kendimi Santiago Bernabeu ile Madrid’de bir odada transfer konuşurken buldum. Garip bir görüşme oldu, odada çevirmen yoktu. O İspanyolca ben ise Macarca konuşuyordum. En sonunda ayağa kalkıp kendimi
puskas heykel
göstererek ‘Bak, bu teklif çok iyi ama görmüyor musun? 18 kilo fazlam var.’ dedim. Bernabeu ise ‘O senin problemin’ cevabını verince artık Real Madrid’in oyuncusuydum.”
Puskas’ın takım arkadaşı Pachin, Panço lakabını taktıkları Puskas’ı ilk gördüklerinde şüpheyle yaklaştıklarını söylerken, “İki senedir futbol oynamamıştı ve fazla kiloları vardı. Biz de ona şişko diyorduk. Normalde orta saha olan Panço, bizde pek de alışkın olmadığı bir pozisyonda oynuyordu, santrfor olarak” diyerek o dönemi anlatıyor. Real Madrid’in en büyük efsanelerinden Alfredo di Stefano ise onu “Önce bir şişkoydu, sonra bir fenomene dönüştü. Önce futbolcu, sonra da insan olarak. Sıradışı biriydi ve bizim takımın kilit oyuncusuydu. 30-35 metreden kaleyi bulabiliyordu” diyerek tanımlıyor.
Kısa sürede kilolarını eriten Puskas, takımın diğer yıldızı Di Stefano’yla harika bir ikili oluştururlar, sahada birbirlerini çok iyi anlıyorlardır. Daha ilk maçında hat-trick yapan Macar yıldız, 5 kez üst üste lig şampiyonu olunmasında da en büyük pay sahiplerinden biri olur. 4 kez de ligin gol kralı olan Puskas, top hakimiyetiyle, dar alandaki becerisiyle ve elbette mesafe tanımaksızın attığı gollerle herkesi büyülemişti. Madrid kariyerinin zirvesi ise şüphesiz 1960’da Glasgow’da oynanan Şampiyon Kulüpler Kupası finaliydi. Yarı finalde Glasgow Rangers’a içeride, dışarıda 6 atmış olan Eintracht Frankfurt’la oynanan finalde Di Stefano-Puskas ikilisi fırtına gibi eser ve Puskas’ın 4, Di Stefano’nun 3 golüyle rakiplerini perişan ederler. 5. kez üst üste kazanılan Şampiyon Kulüpler Kupası’na imzasını atmıştır. Bugün dahi finallerde onun 4 gollük rekorunu elde eden bir isim bulunmuyor. Takım arkadaşı Jose Santamaria, “Panço topu aldığında o pozisyona artık gol gözüyle bakardık. Fakat o belki de futbolculuğundan bile daha iyi bir insandı. Bu dünyadan değil gibiydi” diyerek aslında Puskas’ın hem golcülüğünü hem de insanlar üzerinde bıraktığı etkiyi özetliyor. 1962’de son şampiyon Benfica’ya karşı finalde 5-3 mağlup oldukları maçta Madrid’in tüm gollerini atan isimdi ancak bu kez şampiyonluğu getirememişti. Aynı yaz düzenlenen Dünya Kupası’nda 35 yaşındayken İspanya Milli Takımı formasını sırtına geçiren Puskas takımının birinci turda elenmesine ise engel olamamıştı.
Ferenc PuskasMacarlar uzun süre habersizdi
Tüm bu başarılarına karşın Ferenc Puskas’ın bu durumundan Macaristan halkı habersizdi. Eski Macar Başbakanı Viktor Orban, “Tam anlamıyla izole olmuştuk. Real Madrid’in ne kadar başarılı olduğu, Puskas’ın orada neler yaptığına dair kesinlikle tek bir haber dahi çıkmıyordu. Ona dair bir bilgiye ulaşmak ülkede imkansızdı” diyerek dönemin şartlarını anlatıyor. Bugün ise elbette her şey değişmiş durumda. Puskas bir Macar kahramanı ve ülkenin ulusal stadyumu 2001’den bu yana onun adıyla anılıyor. 1953’te açılan stadyumda Puskas’ın kendisi de top koşturmuştu.
Belki de onun kariyerini en güzel özetleyen kişi onun gibi bir futbol efsanesi olan Sir Bobby Charlton… Charlton, Puskas’la yaşadığı inanılması güç bir diyalogu şu şekilde anlatıyor: “Pele’nin 1000. golünü attığı günü hatırlıyorum. O gün Macaristan’daydım, sanırım bir toplantıdaydık. Puskas’a ‘Bu harika Pele’ye bakar mısın, bin gol atmış, bin tane gol!’ dedim. O da bana eğilerek, ‘Sanırım ben 1000. golümü 6 yıl önce attım’ dedi.”

29 Mart 2014 Cumartesi

30 Mart Özel | #OYunaSahipÇık

Oy Nasıl Kullanılır? YSK Oy Kullanma, 30 Mart 2014 yerel seçimleri. Nasıl oy kullanırım? Oyum nasıl geçersiz sayılır? Kaç tane zarf olacak? Oy pusulasına yazı yazılır mı? Nerede oy kullanacağım? Saat kaça kadar oy kullanabilirim?


Bu pazar Türkiye yerel seçimlerde şehirleri, ilçeleri, mahalle ve köyleri yönetecek isimleri belirlemek için sandık başına gidecek.

30 Mart yerel seçimleri, uzun süredir görülmemiş bir gerilimin yaşandığı ortamda gerçekleşecek. Bu bağlamda demokratik haklarımıza sahip çıkmak, sandığa gidip irademizin ülke yönetimine tecelli etmesine katkıda bulunmak çok önemli. Verdiğimiz oyun geçersiz sayılmaması için de dikkat etmemiz gereken bir dizi husus var.



İşte 30 Mart 2014 Yerel Seçim Rehberi

30 Mart'a yerel seçimlerinde seçmenler, 3 zarfta 5 tercih yapacak, Seçim günü aklınızın karışmaması için bu haberi mutlaka okuyun, Hangi zarfa hangi pusula koyulacak, hangi pusulaya ne için oy verilecek, partilerin oy sırılaması, oy pusulaları, oy zarflarının renkleri ve anlamları, videolu anlatım ile nasıl oy kullanılacağı burada





Oy verme saatleri;    

07.00 - 16.00 saatleri arasında;    

Adıyaman, Ağrı, Artvin, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Gaziantep, Giresun, Gümüşhane, Hakkari, Kars, Malatya, Kahramanmaraş, Mardin, Muş, Ordu, Rize, Siirt, Sivas, Trabzon, Tunceli, Şanlıurfa, Van, Bayburt, Batman, Şırnak, Ardahan, Iğdır ve Kilis 

08.00 - 17.00 saatleri arasında;    

Yukarıda adları yazılı illerin dışında kalan diğer iller. 

Kimler hangi seçim türleri için oy kullanacak?    

Köyde;    
        
İl genel meclisi üyeliği seçimi,
Köy muhtarlığı ve köy ihtiyar meclisi üyeliği seçimi, 
     
Büyükşehir olmayan illerde;    
        
İl genel meclisi üyeliği seçimi, 
Belediye başkanlığı ve belediye meclis üyeliği seçimi, 
Mahalle muhtarlığı ve mahalle ihtiyar heyeti üyeliği seçimi, 
     
Büyükşehirlerde;    
        
Büyükşehir belediye başkanlığı seçimi, 
Belediye başkanlığı ve belediye meclis üyeliği seçimi, 
Mahalle muhtarlığı ve mahalle ihtiyar heyeti üyeliği seçimi,

YSK 30 Mart yerel seçimlerdeki oy verme işlemi ile ilgili açıklama yaptı. 30 Marta yerel seçimlerinde seçmenler, 3 zarfta 5 tercih yapacak, Seçim günü aklınızın karışmaması için bu haberi mutlaka okuyun, Hangi zarfa hangi pusula koyulacak, hangi pusulaya ne için oy verilecek, partilerin oy sırılaması, oy pusulaları, oy zarflarının renkleri ve anlamları, videolu anlatım ile nasıl oy kullanılacağı burada. 2014 yerel seçimlerinde hangi renk zarf neyi temsil ediyor, mavi zarf ne demek, turuncu zarf ne demek, mor zarf ne demek, yerel seçimlerde neye göre oy veriliyor, il genel meclisi, belediye seçimleri, mahalle ve köy seçimlerini hangi zarfa göre yapacağız, kimler oy kullanamaz, oy kullanma sırası hepsi bu haberimizde. (haberedikkat.com)

2014 yerel seçimlerinde hangi renk zarf neyi temsil ediyor, mavi zarf ne demek, turuncu zarf ne demek, mor zarf ne demek, yerel seçimlerde neye göre oy veriliyor, il genel meclisi, belediye seçimleri, mahalle ve köy seçimlerini hangi zarfa göre yapacağız, kimler oy kullanamaz, oy kullanma sırası hepsi bu haberdeb Yüksek Seçim Kurulu’nun 30 Mart’ta yapılacak yerel seçimlere ilişkin bazı kararları Resmi Gazete’de yayımlandı. Belediye seçimlerinde mavi, il genel meclisi üyelikleri seçiminde turuncu, mahalle ve köy seçimlerinde mor renkli oy zarfları kullanılacak. Sandık seçmen listesinde kaydı olmayanların oy kullanmalarına izin verilmeyecek.

MAVİ ZARF -------- BELEDİYE SEÇİMLERİ

TURUNCU ZARF----İL GENEL MECLİSİ SEÇİMLERİ

MOR ZARF----------MAHALLE VE KÖY MUHTARI SEÇİMLERİ


Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK)30 Mart 2014 pazar günü yapılacak mahalli idareler seçimlerinde sandık kurullarının görev ve yetkilerini gösterir genelgesi Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı. Genelge, il genel meclisi üyelikleri, belediye başkanlığı ve belediye meclisi üyelikleri, mahalle muhtarı ve ihtiyar heyeti üyeliği, köy muhtarı ve ihtiyar meclisi üyeliği seçimlerinde; sandık kurullarının görev ve yetkilerini, uygulayacakları işlemleri, oy verme şekillerini, şikayet ve itirazlar ile bunların incelenme usullerini kapsıyor. Genelgeye göre, bina sorumluları getirilen oy sandıkları ile oy verme kabinlerini imza karşılığı alacak sandık kuruluna yardım edecek. Seçimde kullanılacak masa, sıra, sandalye gibi araç ve gereçleri temin edecek. Oy verme günü, oy vermenin başlama saatinde görev yerine gelmeyen sandık kurulu başkanını ilgili ilçe seçim kuruluna bildirecek. Sandık sonuç tutanaklarının onaylı birer suretlerinin bir hafta süre ile ilan yerinde asılı kalmasını sağlayacak. (Bu içerik haberedikkat.com'dan alınmıştır)


Yerel seçimlerde nasıl oy kullanılır, oy pusulasında partiler nasıl sıralanmıştır, oy kullanma sırası, 30 Mart 2014 nerede oy kullanacağınızı öğrenmek için tıklayınız, ysk seçmen sorgulama nasıl yapılır, 2014 Yüksek seçim kurulu seçim yasakları neler, ysk seçmen sorgulaması nasıl yapılır hepsi bu haberde. Yerel seçimlerde nasıl oy kullanılır, oy pusulasında partiler nasıl sıralanmıştır, oy kullanma sırası, 30 Mart 2014 nerede oy kullanacağınızı öğrenmek için tıklayınız, ysk seçmen sorgulama nasıl yapılır, 2014 Yüksek seçim kurulu seçim yasakları neler, ysk seçmen sorgulaması nasıl yapılır hepsi bu haberde. 30 Mart 2014 tarihinde yapılacak olan Yerel seçim öncesinde oy kullanacak kişiler için listeler tek tek açıklantı ve tamamlandı. Peki seçmen lisetesini nasıl öğrenebilirim? Seçmen listesi belli ol du mu bunu nereden sorgulayabilirim , Nerede oy kullanacağım 2014 gibi sorularınızın cevabı Avrupa Gazetede. Yerel Seçimlerde Oy Kullanma, 2014 YSK Seçmen Sorgulama, Oy Pusulası, ysk seçmen sorgulaması nasıl yapılır, oy nasıl kullanılır, oy kullanma sırası, renklerine göre oy zarfları, oy sıralaması, partilerin oy pusulasındaki yerleri, başka ilde oy kullanmak mümkün mü, yurt dışında yaşayanlar nasıl oy kullanacak, hepsi burada. (Bu içerik haberedikkat.com'dan alınmıştır)

YSK SEÇMEN SORGULAMASI NASIL YAPILIR?

2014 yerel seçimleri için sandık bilgisi sorgulama YSK sitesine haberimizde verilen linkten ulaşabillirsiniz. 2014 yerel seçimleri için sandık bilgisi sorgulama YSK sitesinden yapılıyor. Peki seçmen lisetesini nasıl öğrenebilirim? Tüm bu soruların cevabı haberimizde bulabilirsiniz. Yerel seçimlerde oy kullanacakların dikkatıne. 30 Mart 2014 tarihinde yapılacak olan Yerel seçim öncesinde oy kullanacak kişiler için listeler tek tek açıklantı ve tamamlandı. Seçmenler, nüfus müdürlüğüne devamlı olarak oturduklarını bildirdikleri yerleşim yeri adresinde oylarını kullanmak zorundadır.  (Bu içerik haberedikkat.com'dan alınmıştır)Askı süresi içinde adres değişikliğini yapmayan seçmenler kayıtlı oldukları sandık dışında oylarını kullanamazlar. 30 Mart yerel seçimleri yaklaşırken, YSK seçim çalışmalarına hız verdi ve YSK seçmen sorgulama işlemleri için internet sitesinde sandık sorgulama hizmetini hayata geçirdi. YSK'nın bu hizmetiyle nerede oy kullanacağınızı öğrenebiliyorsunuz. (Bu içerik haberedikkat.com'dan alınmıştır) Sandık sorgulama için YSK sitesine girdiğinizde karşınıza çıkan alanda TC numaranız soruluyor. Ardından ise nüfusa kayıtlı olduğunuz il ve kimliğinizdeki diğer bilgiler isteniyor.Tc kimlik numarası cilt no aile sıra no resim doğrulamasınıda girdikten sonra oy kullanacağınız yeri tam olarak öğrenebiliyorsunuz. Dileyen kişiler aşağıya eklediğimiz resime de tıklayarak ilgili sorgulama sitesine gidebilirler.

OY NASIL KULLANILIR?

Net rakamlar olmamasına rağmen yurt içi seçmen saysının 52 milyon 721 bin 589 olduğunu, bu sayının itirazların değerlendirilmesinin ardından az da olsa değişebileceğini söyleyen Başkan Güven, sandık kurulu sayısının 194 bin 701, sandık sayısının da 400 bin civarında olacağını bildirdi.30 Mart mahalli idareler genel seçimlerinde partilerin oy pusulalarındaki yerleri, YSK Başkanı Sadi Güven başkanlığında YSK'da gerçekleştirilen kurayla belli oldu. (Bu içerik haberedikkat.com'dan alınmıştır) Oy pusulalarında,Hür Dava Partisi 1’inci, Demokratik Sol Parti (DSP) 2’nci, Alternatif Parti 3’üncü, Doğru Yol Partisi 4’üncü, Toplumsal Uzlaşma ve Reform Partisi 5’inci, Halkın Kurtuluş Partisi 6’ncı, Türkiye Komünist Partisi 7’nci, Genç Parti 8’inci, Büyük Birlik Partisi 9’uncu, Adalet ve Kalkınma Partisi 10’uncu, Muhafazakar Yükseliş Partisi 11’inci, Yurt Partisi 12’inci, Demokrat Parti 13’üncü, Emek Partisi 14’üncü, Özgürlük ve Dayanışma Partisi 15’inci, Millet Partisi 16’ncı, Saadet Partisi 17’nci, Hak ve Özgürlük Partisi 18’inci, Liberal Parti 19’uncu, Barış ve Demokrasi Partisi 20’nci, Bağımsız Türkiye Partisi 21’inci, İşçi Partisi 22’nci, Halkların Demokrasi Partisi (HDP) 23’üncü, Cumhuriyet Halk Partisi 24’üncü, Hak ve Eşitlik Partisi 25’inci, Milliyetçi Hareket Partisi 26’ncı sırada yer aldı. Seçmen, 400 bin sandıkta oy kullanacak. Yerel seçimlerde oy kullanabilmek için TC numaralı kimlik gösterilmesi şartı getirildi. Oy verme saatleri içerisinde alkollü içki satılamayacak.Geçerli bir kimliği olduğu halde bu kimliğin üzerinde TC numarası yoksa seçmen oy kullanamayacak. Kimliğinde TC numarası yazmayanlar, seçmen bilgi kâğıdı veya nüfus müdürlüklerinden alınmış nüfus kayıt örneğini gösterirlerse oy verebilecek. Yüksek seçim kurulunun aldığı karara göre seçmenin kimliğinin tespitinde, TC kimlik numarasını taşıyan; Nüfus cüzdanı, kamu kurumlarınca verilen soğuk damgalı kimlik kartı, Pasaport, Evlenme cüzdanı, Askerlik belgesi, Sürücü belgesi, Avukatlık kimlik belgesi gibi resimli ve resmî nitelikteki belgelerden birinin gösterilmesi gerekecek. Üzerinde TC kimlik numarası olmayan resimli ve resmî bir kimlik belgesi ibraz eden seçmenin oy kullanabilmesi için bu belgelerin yanında ayrıca seçmen bilgi kâğıdını veya nüfus müdürlüklerince verilmiş nüfus kayıt örneğini de göstermesi gerekecek.

OY KULLANMA SIRASI RENKLERİNE GÖRE ZARFLAR VE OY SIRASI 

Seçmenler oyları üç ayrı renkteki zarflara koyarak sandığa atacak. Turuncu renkli zarfın içine il genel meclisi üyeliklerine ilişkin turuncu renkli birleşik oy pusulası konulacak. Mavi renkli zarfın içine ise, Belediye başkanlığına ilişkin mavi renkli birleşik oy pusulası ile, belediye meclis üyeliğine ilişkin sarı renkli birleşik oy pusulası ve büyükşehir belediye başkanlığına ilişkin beyaz renkli birleşik oy pusulası konulacak. Mor zarfın içine de köy ya da mahalle muhtarı ve ihtiyar heyeti üyelerinin yazılı olduğu oy pusulası konulacak. (Bu içerik haberedikkat.com'dan alınmıştır)

PARTİLERİN OY PUSULASINDAKİ SIRALAMALARI

30 Mart Yerel Seçimleri'ne Katılacak Partilerin Oy Pusulasındaki Sıralaması Yüksek Seçim Kurulu'nda Kura İle Belirlendi, 30 Mart'ta düzenlenecek yerel seçimlere katılacak 27 partinin oy pusulasındaki yeri belli oldu. Saadet Partisi 17., AKP 10., CHP 24. ve MHP 26. sırada yer alıyor

30 Mart Yerel Seçimleri'ne Katılacak Partilerin Oy Pusulasındaki Sıralaması Yüksek Seçim Kurulu'nda Kura İle Belirlendi, 30 Mart'ta düzenlenecek yerel seçimlere katılacak 27 partinin oy pusulasındaki yeri belli oldu. Saadet Partisi 17. , AKP 10., CHP 24. ve MHP 26. sırada yer alıyor. 30 Mart Yerel Seçimleri'ne Katılacak Partilerin Oy Pusulasındaki Sıralaması Yüksek Seçim Kurulu'nda Kura İle Belirlendi. (Bu içerik haberedikkat.com'dan alınmıştır) 30 Mart'ta düzenlenecek yerel seçimlere katılacak 26 partinin oy pusulasındaki yeri belli oldu. Ankarada yapılan kurada birinci sırayı Hür Dava Partisi aldı. CHP'nin yerel seçimlerde kullanacağı şarkı belli oldu CHP, yerel seçimlerde kullanacağı seçim şarkısını kamuoyuna açıkladı.


BAŞKA İLDE OY KULLANMAK MÜMKÜN MÜ?

Seçmenler, nüfus müdürlüğüne devamlı olarak oturduklarını bildirdikleri yerleşim yeri adresinde oylarını kullanmak zorundadır. Askı süresi içinde adres değişikliğini yapmayan seçmenler kayıtlı oldukları sandık dışında oylarını kullanamazlar.

YURT DIŞINDA YAŞAYAN SEÇMENLER NASIL OY KULLANACAK?

Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız, 09.05.2012 tarihinde kabul edilen 6304 sayılı Kanun gereği, Yurt Dışı Seçmen Kütüğüne kayıtlı olmaları halinde, Yüksek Seçim Kurulunca belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde, 09.05.2013 tarihinden sonra yapılacak olan Milletvekili Genel Seçimi, Halkoylaması ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yurt dışı temsilciliklerimizde kurulacak sandıklarda oy kullanabilirler. (Bu içerik haberedikkat.com'dan alınmıştır)

26 Mart 2014 Çarşamba

Arkadaşlık ve ötesi


Beşiktaş 100. Yıl’dan beri ilk defa bu kadar kenetlenmiş bir oyuncu grubuna sahip. En güzel kanıtı da “o fotoğraf”


80′li, 90′lı yılların spor sayfalarında sıkça yer alan fakat milenyumla beraber tedavülden kalkan bir ifade; “Kolej takımı”. Uzun yıllar sonra tekrar anlam kazanmasını sağlayansa mevcut Beşiktaş takımı. Ümraniye Nevzat Demir Tesisleri’ne yolunuz düşmese de haftanın en az 3 gününü orada geçiren her muhabirin gözlemleri sonucu ağızlarından dökülen şeyler aşağı yukarı aynı; “100. Yıl’dan beri böyle bir arkadaşlık ortamı görmedim”
Evet, 100.Yıl bir ruh, en son 2008/09′daki çifte kupalı sezonda ortaya çıktığı bazı yöneticiler tarafından belirtilmiş bir ruh, ama mevcut Beşiktaş takımının halet-i ruhiyesi yakın geçmişin “ortak hedef uğruna güç birliği yapmış oyuncu grubu” havasından daha da derin bir yerde. Bunu en iyi anlatan fotoğraf karesiyle kısa bir ara verelim;

Akhisar maçının 8. dakikasında skoru 2-0 yapan golün saniyeler sonrası… Asisti yapan sol bek Ramon Motta saha dışına yönelip mevkidaşı İsmail’e yöneliyor. O İsmail ki yıllardır geçirdiği sakatlıklar yüzünden bir türlü kendisini bekleyen sol kulvarı teslim alamamış, o Ramon Motta ki transferin son gününde “kapalı kutu” olarak kiralanmış,“Beğenilmezse bonservisi alınmaz zaten” denmiş.
Aslında Beşiktaş’ta oyuncuların mevkidaşlarıyla dayanışmaları özelinde oluşan takımdaşlık ruhu sadece İsmail ve Motta ile sınırlı da değil. Mustafa Pektemek’in Rize deplasmanında gol attıktan sonra yedek kulübesindeki Almeida’ya koşup teşekkür etmesi, Portekizlinin ona özgüven aşılaması ya da Cenk ve Tolga arasındaki ağabey-kardeş ilişkisi gibi. Sahada her yere yetişen Atiba’nın antrenman sonrasında taraftarlarla fotoğraf çekimi için ilk gönderilen oyuncu olması gibi. Bursaspor maçından sonra dışarıdan bakılınca takımdaki rolü “Misafir sanatçı” olarak görülen Uğur Boral’ın yaptığı olgun açıklamalarla taraftarı ve takım arkadaşlarını onore etmesi gibi. Herkesin bir rolü var aslında.
Yarınların şampiyonluk hikayesi
İskeleti genç oyunculardan kurulu bir takımın başına gelen tüm olumsuzluklara rağmen birbirine kenetlenerek ayakta kalma hikayesi bu. 5 maçını seyirci desteğinin %90′ından, 3 maçını da takıma sadece taktiksel liderlik yapmayıp ayrıca ruh üfleyen Slaven Bilic’ten yoksun oynamış, sakatlıklar yüzünden kadro kurma aşaması teknik ekip için Solo Test’e dönmüş ama halen yıkılmayan iyi niyetli bir oyuncu grubunun hikayesi bu.
Slaven Bilic’in Akhisar maçında kafasından akan kanlar yüzünden değiştirdiği 4 formadan ikisini her maç öncesi soyunma odasına asma motivasyonu bu yüzden oldukça önemli. Bu alelade ve hamasi bir motivasyon hamlesi değil, Beşiktaşlı oyunculara başarılı olmaları için tırnaklarıyla kazımak gerektiğini gösteren bir nişane. Kafası yarılmasına rağmen hava topuna çıkmaktan imtina etmeyen, bandaj yapılırken oyuna tekrar dönmek için sabırsızlanan Mustafa “Terry Butcher” Pektemek’in özelinde tüm takıma verilmiş bir mesaj.


Bir kare daha. Yine İsmail, bu sefer oyuna girmek üzereyken Bilic’in Hollywood yapımı basketbol filmlerindeki idealist koç motivasyonu ile tanışıyor. Hiçbir zaman ondan umudun kesilmediğinin bilincinde olarak oyuna giriyor ve ikinci gol sonrası sarıldığı Ramon Motta’ya en güzelinden uzun bir pas atarak onu kaleciyle karşı karşıya bırakıyor.
Sezon sonlarında sadece tek bir hikaye yazılır. “Şampiyonluğun hikayesi” manşetiyle günlerce o sezonu kupayla tamamlayan takımın aştığı badireler, baştan geçenler ufak detaylarla ele alınır. Beşiktaş bu yaz yüksek ihtimalle o hikayenin başrolü olamayacak, başka hikayeler anlatılacak o sayfalarda, ancak Beşiktaş bu “Kolej Takımı” görünümlü oyuncu grubuyla yakın zamanda bir şampiyonluk kazanırsa hikayesi sadece o sezonu kapsamayacak, bugünleri anlatarak başlayacak.

Yazı: Can Çalışkan | Four Four Two

Ne goldü ama… Hami Mandıralı


Trabzonspor’un efsanesi, kısa süren Almanya macerasında bazı kalelere iz bırakmayı ihmal etmiyordu..



Muhtemelen mahalle maçlarında “abanman yasak!” kuralına riayet etmemişti Hami… Zira bu konuda o kadar iyiydi ki ülkeye bir yenisi daha gelmezdi.
1860 Münih ağlarını neredeyse başka bir meridyenden gönderdiği şutla sarsan, Alman spikerin tabiriyle “Hami bombası” ne goldü ama…


25 Mart 2014 Salı

Ne goldü ama… Samuel Eto’o


4-0 geride olan takıma indirilen bu ölümcül darbe daha estetik olamazdı.



Tıpkı İTV yorumcusunun dediği gibi, futbol dünyasında tanıdığımız en iyi bitirici Eto’odeğildi. Ancak top ayağına geldiğinde, birden içgüdüsel olarak veya genlerinden gelen bir beceri vücudunu esir aldı. Eto’o,  topu kaleci Galinovic‘in üzerinden plase-aşırtma karşımı bir vuruşla akıllara durgunluk verecek kadar güzel bir şekilde ağlara gönderdi. Nasıl yaptığını bilmiyoruz ancak karışımın dozajı tam kıvamındaydı.


Ne goldü ama… Gabriel Batistuta

Bugünkü değeri en temizinden 60 milyon euro olan Batigol’ün en şahane gollerinden biri…



Yıl 1999… Wembley’de bir Şampiyonlar Ligi gecesi. Tribünleri dolduran yaklaşık 70 bin Londralı, o gün Arsenal’den gelecek bir zaferi bekliyordu. Ama tanık olacakları şey, bugün sahalarda olsa değeri 60-70 milyon euro’dan aşağı olmayacak olan bir golcüydü. Batigol…
Nedeni, sadece bu golde bile yaptıklarında saklı. Topu sol ayağıyla önüne alıp, aynı zamanda nefis bir çalım attığında, vuruş açısı “normal bir golcü için” daralmıştı. Gabriel içinse hiçbir sorun yoktu!



Montolivo’nun Arsenal ihtimali


Menajeri de söylentileri doğruladı… Milan orta sahasının önemli ismi Riccardo Montolivo’yu Arsenal istiyor


Montolivo’nun adı, aslında çok uzun zamandır futbol dünyasında yazılı. Bu bakımdan yaşı bir hayli ilerlemiş sanılabilir ama aslında 1985 doğumlu, hala 29 yaşında ve hala büyük kulüplerin gözdesi. Daha önce Atletico Madrid ve Dortmund’un da ilgilendiği oyuncuya, bu yaz Arsenal’in ciddi şekilde talip olacağı söyleniyor. Konu hakkında Giovanni Branchini de şu açıklamayı ve bir bakıma “doğrulamayı” yaptı.
Milan şuan oldukça zor bir sezon geçiriyor ve bugünlerde bana kalırsa Montolivo, eldeki en parlak yıldızlardan biri. Üstelik bu zorlu dönemde, ona kaptanlık pazubandı verildi. Kulüp ve taraftarlar ondan çok memnun, o da kendisine olan ilgiden çok mutlu.

Gelecekte ne mi olur? Milan’la 2016′ya kadar kontratı var ve şu durumda daha fazla yorum yapmam mümkün değil. Gelecekte bir açıklamamız olacaktır, mesela gelecek yaz… Daha önceden Atletico Madrid’in, (Borussia Dortmund teknik direktörü) Klopp’un ve Arsenal’in ilgilendiğini biliyoruz. Onun transferinin mümkün olup, olmayacağı konusunda bir hamleleri olmuştu. Ancak şuanda, önceden söylediğim nedenlerden dolayı, oyuncunun Milan’dan ayrılması zor gözüküyor.
Görünen o ki bu yaz Montolivo için yeni gelişmeler olacak. Arsenal’e transferi konusu da oldukça ciddi… Riccardo, hem merkezde hem de forvet arkasında oynayabilen bir isim. Arsenal’in 4-2-3-1′inde birçok bölgenin alternatifi olabilir, bu bakımdan hamle mantıklı duruyor. Ancak Serie A’daki tempoya alışmış oyuncunun, Premier Lig’e ayak uydurması çok güç. Ligin en tempolu adamlarından biri olan Erik Lamela’nın dahi hali ortada.Kaldı ki Montolivo, normal oyun standartlarına göre de yavaş kalıyor. Topu koşturma, pas ve oyun görüşü özelliği çok iyi ancak fazlasıyla durağan. Sanki onun Serie A’da kalması, herkes için en makul seçenek…

En İyi Yardımcı Golcü: Callejon

Sezon başında ona Higuain’in bonusu gözüyle bakılıyordu ama Callejon aslında En İyi Yardımcı Golcü !





Jose Maria Callejon bu yaz 9.5 milyon euro karşılığında Napoli yolu tutarken Gonzalo Higuain’in bonusu olarak görülüyordu. Bazılarıysa bu transferi “Napoli’ye atılmış bir kazık” olarak nitelemekteydi.
Oysa şimdi dönüp baktığımızda çok farklı bir profille karşı karşıyayız; takımın ana forveti Higuain’in 21 gol, 11 asistlik performansına muhteşem bir destek veriyor; 15 golü, 3 asisti var. Üstelik bunların içinde kupada ve ligde Roma’yı, Şampiyonlar Ligi’nde Arsenal’i ve Marsilya’yı yenmelerini sağlayan gol ve asistler var.  Skora doğrudan etki konusunda çoğu zaman yardımcılıktan başrole terfi edebilen bir oyuncu Callejon.
Ingourious Basterds ve Django Unchained’deki performanslarıyla çeşitli film festivallerinde toplamda 30′dan fazla “En İyi Yardımcı Oyuncu” ödülü alan Christoph Waltz’ı anımsatıyor Jose Maria Callejon. Yani o bir bonus değil, En İyi Yardımcı Golcü !

Four Four Two

Bursaspor ve Ankaragucu Kardesligi

Bursaspor ile Ankaragücü arasında yıllardır devam eden, maçlardaki yüzlerce kavga haberinin arasında kendine pek yer bulamayan ama puan ...