24 Eylül 2013 Salı

Rekorları kırılsa da efsane: Gerd Müller


Son günlerde adını sık sık duyuyoruz; Messi rekorlarını bir bir kırıyor ama bu ‘Bombacı’ lakaplı Alman eski futbolcu Gerd Müller’in değerinden hiçbir şey götürmüyor. Müller kimdir, bir anlatalım istedik…



Arjantinli fenomen Lionel Messi, önce Avrupa Kupaları’nda attığı gol sayısını aştı; şimdi de bir sezonda daha fazla gol atma rekorunu kırdı. Fakat tüm bunlar Müller’in değerinden bir şey götürmedi. Bir senede attığı 85 gollük rekor kırıldıysa da Gerd Müller maç başına attığı gol sayısıyla hâlâ Messi’nin önünde. Daha çocuk yaşta yetenekleri fark edilen, hemen Barcelona altyapısına ‘kaynayan’ Messi’nin aksine, Müller’in daha zorlu bir hikâyesi var.
Nördlingen doğumlu Müller, II. Dünya Savaşı’nın son günlerinde hayata gözlerini açtı. Zor bir çocukluktu onunki… Almanya savaştan mağlup ayrılmış, Hitler’in orduları Stalingrad’ta facia üstüne facia yaşamıştı. Yetmemiş, daha dört sene geçmeden ‘49’da Almanya Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrılmıştı. Ortaokul çağındaki Müller de bir fabrikada tekstil işçisi olarak çalışmaya başlamıştı.

‘KISA ŞİŞKO MÜLLER’

Kasabanın yerel takımı 1861 Nördlingen’e katıldığında 15 yaşındaydı. Hocası onu ilk gördüğünde, “Bu çocuktan adam olmaz” demişti. Hatta bir de ona lâkap takmıştı. ‘Kısa Şişko Müller’. İşte o çocuk, kısa sürede onu mahcup edecekti. Müller şunu fark etmişti; yere yakın olması, topa daha yakın olması demekti, topa daha yakın ‘gole daha yakın’ olması demekti. Kısa sürede gole alışan santrfor; 51 maçta 108 gol atınca Bayern’in dikkatini çekmiş oldu.

“GÜREŞÇİ Mİ BU?”

Müller, Bayern Münih’e geldiğinde takım ikinci ligin sıradan takımlarından biriydi. Nazi döneminde yönetime en çok destek veren bölgelerden biri Bavyera olmasına rağmen ‘En fazla Yahudi üyeye sahip olan kulüp’ unvanı Bayern’in pek işlerine yaramamıştı. Takım, sadece 1931 yılında bir kez şampiyon olmuş, ardından yıllarca ikinci ligde ‘debelenmişti.’ Müller geldiğinde, takımda Beckenbauer ve Sepp Maier gibi henüz efsane olmamış isimler de yer alıyordu. Fakat ‘Kısa Şişko Müller sendromu’ sürüyordu. Teknik Direktör Zlatko ‘Cik’ Cajkovski “Ne yapacağım bu tıknazı” diyordu; “Topçu değil, halterci bu!”

BAYERN’İ COŞTURDU

Tam 64 santim çapındaki baldırlarıyla Müller, Bayern ile çıktığı ilk maçında 2 gol attı, sezonu 26 maçta 33 golle bitirdi ve takım ‘Bundesliga’ya çıktı. Ardından gelen ilk sezonda Almanya Kupası geldi, ardından da goller, kupalar ve şampiyonluklar. Müller, Bayern kariyerinde 607 maça çıktı ve 566 gol attı. 15 senede 4 lig şampiyonluğu, 3 Şampiyon Kulüpler Kupası şampiyonluğu, 1 Kupa Galipleri Kupası, 1 Kıtalararası Kupa, 4 Almanya Kupası elde etti. ‘Kaiser’ yani ‘İmparator’ lakabıyla anılan Franz Beckenbauer; 70’li yılları domine eden, sadece Bayern’in değil, Alman ve Avrupa futbolunun da kaderini değiştiren bu adam için şöyle diyor:
“Birçok büyük oyuncu ile beraber oynadım: Wolfgang Overath, Paul Netzer, Karl-Heinz Rummenigge ve Paul Breitner, ama bence aralarında en iyisi Gerd Müller’di. Durdurulmazdı. Bayern bugün sahip olduğu her şeyi Gerd Müller’e borçlu. Onun golleri olmasa hepimiz antrenman sahasında, eski bir tahta sıranın üzerinde oturuyor olurduk.”

İLK MİLLİ MAÇ: TÜRKİYE’YE KARŞI

Müller ilk kez bir hazırlık maçında Türkiye’ye karşı milli olmuştu. Oyunun son dakikalarında oyuna girince gol de atamamıştı. ‘Bay Gol’ ikinci maçta gösterdi hünerini; Arnavutluk’a atılan 4 golde imzası vardı. Milli takım kariyerini tamamladığında kariyerinde 62 milli maç, 68 gol vardı. Ama daha da önemlisi jübile maçıydı. Çalışkan Panzerler, Total Futbol’un beşiği Hollanda’ya karşı oynuyordu. Daha 3. dakikada top Almanlar’ın ayağına değmeden golü yazmıştı Hollandalılar. Güzel futbolun bir numaralı savunucusu Johan Cruijff ve arkadaşları bir şeyi; Gerd Müller faktörünü unutmuşlardı. Önce Breitner penaltıdan skoru eşitlemiş, sonra da günün gazete sayfalarında “Seksen dokuz dakika tutarsın, bir dakika tutamazsın; golünü yazar” denilen Müller durumu 2-1’e getirmişti. Bir dünya finali maçında takımına kupaya getiren golü atıp milli jübilesini yaptı Müller…

ALKOL BELÂSI

Müller, Almanya yıllarının ve Dünya Kupası’nın ardından gittiği ABD’de de üç sene Cubillas ve George Best ile bir arada oynadı, ardından da futbolu bıraktı. Bu yıllarda boşluğa düştü ve kendini alkole verdi. Müller’i Bavyera’nın bir barında bulan eski takım arkadaşları alkol tedavisine iknâ ettiler. Tedavi bitince, Bayern Münih’in ikinci takımına antrenör olarak getirildi. Şimdiyse A takımda Teknik Direktör yardımcılığı yapıyor, Nördlingen’deki şehir stadına adı verilen Gerd Müller.

NASIL BİR FUTBOLCUYDU?

Artık youtube’da Müller’in birçok maçına hem de 90 dakika ulaşmak mümkün ama biz, dönemin ünlü spor gazetecisi ve spikerlerinden Pertev Tunaseli Milliyet’teki yazısında nasıl tarif ettiğini analım Müller’i; “Müller doksan dakika sahada dolaştığını sananlar hüsrana uğramıştır. Müller hakiki bir centilmen, futbolu ilim hâline getirmiş biridir. Avustralya’dan Alaskya’ya kadar maç kasetleri toplar. Ne kadar zengin İtalyan kulübü varsa peşindedir. Müller’in yavaş görünen oyun akışı içinde fizik noksanlıkları olduğunu düşünenler hep yanılırlar. Doksanıncı dakikada bile koşar, geriye yardım eder. Bir kaleci Müller’e karşı oynuyorsa asla yere düşürmemelidir, çünkü anında bir ayak uzanacak Bayern gol kazanacaktır!”

NE DİYORDU MÜLLER?

  • “Kafamın içinde bir ses, bana şu yöne git, bu yöne git diye sesleniyor.”
  • “1974 Dünya Kupası’nda o kadar da iyi oynayamamıştım. İlk üç maç kötüydüm ve soyunma odasında da sorunlar yaşıyorduk.”
  • “Kalecilere Tanrı bizzat yardım ediyor. Ben bile vurduğumda topun nereye gideceğini bilmiyorum, kaleci nereden bilebilir ki? Var bir iş.”
  • “Final maçında (1974 Dünya Kupası) bir daha düştüğümüzde hakemin penaltı vereceğine emindim. Öyle de oldu.”
  • “1970′teki takım, en iyi takımımızdı. Herkes 72 ve 74′teki takımları daha iyi varsayıyor ama bence 70′teki kadromuz en iyi kadromuzdu.” (Batı Almanya üzerine)
  • Roberto Rosato… Çok sıkı markaj yapardı ama aynı zamanda centilmendi. Onunla karşılaşmak zor ve yorucuydu. (Müller en zorlandığı oyuncudan bahsediyor)
  • “Hollanda’ya karşı finalde attığım gol kesinlikle en önemlisiydi, ama İngiltere’ye karşı attığım en iyisiydi.”
Kaan Kavuşan : Four Four Two

Bursaspor ve Ankaragucu Kardesligi

Bursaspor ile Ankaragücü arasında yıllardır devam eden, maçlardaki yüzlerce kavga haberinin arasında kendine pek yer bulamayan ama puan ...