9 Nisan 2014 Çarşamba

Juventus Müzesi

Laudrup’un Ariston reklamlı forması, Peruzzi’nin eldivenleri, Baggio’nun yıpranmış kramponları, Kaptan Alex’in pazubandı…


İş seyahatim kesinleştiğinde ilk baktığım şey hafta sonu hangi maçın olduğuydu. Juventus, önceki hafta Torino deplasmanındaydı, ben de çok şanssız değilsem içeride oynayacaktı. O kadar şanssız olmadığım gibi, bir o kadar şanslıydım. İçerideki Palermo maçı şampiyonluk maçıydı.
 
Dönüş biletimi pazartesiye aldım. Böylece şampiyonluğu doyasıya kutlayacaktım. Bilet için biraz uğraştım ama almayı hak edecek kadar peşinden koşamadım. Maç dışında kalan günleri değerlendirmek için opera, tiyatro, müze baktım. Onları da bir şekilde yoluna koydum. Royal Theatre’da bir oyun denk getirebilir miyim diye baktım ama program mayıs ayının ikinci yarısındaydı. Çok şükür müzeler benimdi ama. Antik Mısır’a ilgi duyan biri olarak, Kahire’den sonra en büyük Antik Mısır müzesini ziyaret edecek olmak heyecanlandırıyordu. Arabalara çok ilgi duymasam da FIAT müzesi cazip geliyordu. Bunlar benim için daha özel olanlardı. Bunların dışında heykele, tabloya, resme doyacağıma emindim. Bir de pizza, spagetti, espresso ve capuccino tabi…
 
Giderken maça odaklanmıştım ama kaçırdığım bir şeyi otelin duyuru panosunda yakaladım:Juventus MüzesiRoberto Baggio, Del Piero, Ravanelli ile büyümüş biri için muazzam bir gün olabilirdi. İkinci gün uyanır uyanmaz Della Alpi’nin yolunu tuttum. Kimileri Olimpiyat Stadyumu dese de, hala otobüs duraklarında Della Alpi diye geçiyor… Benim için de özel adı oydu… Sisler altındaki Della Alpi
 
Müze girişinde sıra vardı. Yaklaşık 1 saat sırada bekledim. İçeride Del Piero, Tacchinardi, Vialli ile ilgili anılar görecek olmanın heyecanı vardı üzerimde. Çevremde Juve şapkalı, çantalı, tişörtlü insanlar… Çoğunun elinden tuttuğu çocuğu ve onlar da annelerinden, babalarından farklı değil…
 
Henüz içeriyi göremiyordum. Görebildiğim tek şey Agnelli’nin sözünün olduğu duvardı. İtalyancası ve altında İngilizcesi. Sıra yavaş ilerlese de en sonunda içeriyi görebiliyordum. Kavisli bir duvar ve siyah beyaz Juventus yazısı. Juventus ismi bana o kadar çok şey çağrıştırıyor ki. Bir anda beni çocukluğuma götürüyordu. Juve’nin güzel yılları… Güzel kadrosu… Bir çırpıda söylediğim onbiri: Peruzzi, Birindelli, Ferrara, Montero, Iuliano, Deschamps, Conte, Zidane, Di Livio, Del Piero, Inzaghi…
 
En sonunda içerideydim. Girişteki simsiyah odanın ortasında şampiyonluk kupası ve duvarlarda diğer Juve kupaları. Şampiyonlar Ligi, Kupa Galipleri, UEFA, Serie A ve diğerleri… Yanıp sönüyordu hepsi… Muhteşem bir ambiyans… Şampiyonlar Ligi’nin ihtişamı bir başkaydı tabi… Tavanda eski maçlardan görüntüler…

Müzenin asıl kısmında Juve tarihini anlatan kısa yazılar. Eski günlerden küçük hatıralar. Camekânlarda eski kramponlar, dergiler, pazubandlar, formalar ve daha nice küçük detaylar.Boniperti, Parola, Sivori’den, Laudrup, Baggio ve Del Piero’ya uzanan hatıralar. Laudrup’un Ariston reklamlı forması, Peruzzi’nin eldivenleri, Baggio’nun yıpranmış kramponları, Kaptan Alex’in pazubandı… Çocukluğumun ve yıllarımın gerçek olduğunu anladığım anın birer simgesiydi hepsi. Roberto Baggio’nun kramponları, o kramponla attığı gol, o kramponla ezdiği çim… Hepsi gerçekmiş aslında…
 
Nedved, Vialli ve Del Piero’nun dev posterleri, Cantona ile Montero’nun top kapma savaşı,Buffon’un kartondan da olsa köşeye giden topa uzanışı… Hepsi gerçekti… Karton Buffon da o topu çıkarıyordu köşeden …Davids, Montero, Lippi, Thuram, Inzaghi, Zidane… Hepsi oradaydı…

Lippi’nin yedek kulübesi arkasına saklanmış fotoğrafı ve fotoğrafta Marcelo’nun elindeki purosu.Buffon ve Del Piero’nun 2006’da Dünya Şampiyonu olan formaları. İki dev ekran ve birindeLippi, diğerinde Trapattoni… Juventus’u anlatıyorlardı bilmeyenlere…
 
Ve formayı terletenler… İlk sırada elbette Capitano Alex var. 705 kez giydiği forma, Boniperti’nin 9 numarasının yanında 459, Zoff’un 1 numarasının yanında 476 yazıyordu. Gentile’nin 2 numarası 414, Tacchinardi’nin sarı lacivert 20 numarası 404. Üstünde Buffon 396. Tardelli375 diye uzayıp gidiyor…
 
Son bölümde ise dairesel bir salon ve Juventus anlatılıyor filmde. Stadın ışıkları bir bir yanıyor. Salonun ortasında bir oraya bir buraya bakıyorsunuz. Salonun ortasında koşan küçük Juve taraftarı Trezeguet’in silüetini kapatsa da 17 numara forma, adını belli ediyordu. Işıklar yandıktan sonra Juve anlatılıyor. Cesareti Davids simgeliyor, tutkuyu Del Piero, bir başkasınıZidane, diğerini BuffonNedved, Ravanelli, Chiellini ve diğerleri…

Tribün Dergi

Bursaspor ve Ankaragucu Kardesligi

Bursaspor ile Ankaragücü arasında yıllardır devam eden, maçlardaki yüzlerce kavga haberinin arasında kendine pek yer bulamayan ama puan ...