7 Nisan 2014 Pazartesi

Pirus Zaferi

Galatasaray’ın derbi galibiyeti “Kazanan tarafın başka bir zafer kazanamayacak kadar yıprandığı” Pirus Zaferiydi.



Öncelikle Pirus Zaferi’nden bahsedelim; bu tanım kazanan tarafın bir daha kazanamayacak kadar tahribata uğradığı zaferler için kullanılır ve arkasında tarihi bir gerçeklik barındırır. Epirus kralı Pyrrhus Roma İmparatorluğu’nun en büyük düşmanıdır. Romalıları yenmeyi her şeyden çok isteyen Pyrrhus bu uğurda tüm askerlerini, stratejik planlarını ve enerjisini savaş meydanına sürer. Kazanır da, ancak zaferini ilan edişinin ardından savaş meydanına baktığında ordusunun neredeyse yok edildiğini, sevdiği ve güvendiği arkadaşlarının, yardımcılarının, komutanlarının öldüğünü görür ve içi karararak şu cümleyi kurar; “Bir zafer daha kazanırsam yok olacağım.”



Öyle de olur. Pyrrhus bu zafer sonrası kendini toparlayamazken Romalılar ölen askerlerin yerini yenileriyle doldurur, hiçbir şey olmamış gibi savaşmaya devam eder. Pyrrhus ise ordusunun aşırı derecede zayıflaması sebebiyle fethettiği Sicilya’yı elinde tutamaz; bir savaş esnasında tuzağa düşürülür, önce yaşlı bir kadın tarafından taşlanır, sonra da bir düşman askeri tarafından başı kesilir. Pirus Zaferi ise binlerce yıl sonra dahi siyaset, spor, sosyoloji gibi değişik alanlarda kullanılır bir kavrama dönüşür.
Evet, giriş kısmındaki tarihsel referans biraz uzun sürdü ancak Galatasaray’ın Fenerbahçe karşısında kazandığı zafer kıyısından köşesinden Pirusluk barındırıyor. Maç öncesi kaosun eşiğindeki sarı kırmızılılar sahaya her şeylerini koyarak sezonun son anlamlı zaferini kazandılar. Ancak kumandan Sneijder’i, gladyatör Melo’yu, yüzbaşı Hakan Balta’yı kaybederlerken kaptan Selçuk gemisinden atlamaya kalkıp Roberto “Pirus” Mancini tarafından savaş alanına yollandı. Ayrıca tribünlerde edilen küfürler en kritik dönemeçte sahanın kapanma kararına neden olacak.



Fenerbahçe puan tablosuna bakmaksızın önemli bir mağlubiyet aldı, 5 oyuncusu cezalı duruma düştü ve psikolojik bir savaşı henüz ilk çeyreğinde kaybederek gelecek adına soru işareti uyandırdı ancak nihai zafere tüm rakiplerinden daha yakınlar. Galatasaray ise içinde bulunduğu Lale Devri’ni devam ettirmek için mecbur olduğu Şampiyonlar Ligi’ne direkt giriş biletini unuturcasına, yarın yokmuşçasına tüm silahlarını kullandı.
Pirus Zaferi denilince geçen sezondan akla gelen örnek Galatasaray’ın şu sıralar Şampiyonlar Ligi bileti için mücadele ettiği Beşiktaş’a ait. İnönü’deki son derbide Fenerbahçe’yi mucizevi bir son saniye golüyle deviren Beşiktaş kendini bir anda şampiyonluk yarışının ortasında bulmuş, ancak ertesi hafta Trabzonspor maçında tüm takım sinirleri alınmışçasına sahada dolanırken sonraki haftalardaki istikrarsızlık 3.lükle yetinmelerine neden olmuştu. Evet, İnönü’deki son derbi çok önemliydi ve FEDA sezonunda onca cefa çekmiş taraftara böylesine devasa bir zafer armağan etmiş olmak takım için gurur vericiydi, ancak duygusallıktan sıyrılarak bakıldığında Avni Aker’deki maç çok daha önemliydi. Çünkü bir hedefe odaklanmışsanız en önemli maç önünüzde olandır.



Galatasaray haftaya Sivasspor deplasmanında derbi galibiyetinin Pirus Zaferi olmadığını ispatlamak için sahada olmalı. Eğer derbiye kadarki son 3 haftada gol bulamayan takım geri dönerse Arena’daki galibiyet malum sonu ertelemiş olmaktan öteye gitmeyecek, ancak takım bu galibiyetten güç alarak eksiklerine rağmen ortaya karakter koyabilirse Epiruslu Pirus’un ruhu şad olacak.

Can Çalışkan - Four Four Two

Bursaspor ve Ankaragucu Kardesligi

Bursaspor ile Ankaragücü arasında yıllardır devam eden, maçlardaki yüzlerce kavga haberinin arasında kendine pek yer bulamayan ama puan ...